Köpeklerde Duyular

Köpeklerde Duyular

 GÖRME

Bazıları renkleri ayırt etmeden sadece gölge hareketlerini görebildiğini söyleseler de köpek iyi bir görme yeteneğine sahiptir. Şunu belirtmeliyiz ki, köpek dünyayı her zaman siyah ve beyaz olarak görür. Köpek eğitmenleri köpeğin, özellikle belirli cinslerinin, görme yeteneğini geliştirmişlerdir. Köpeğin geceleri insandan daha iyi görebildiği bilinmektedir.

Çoban köpeği 180 derecelik bir görme alanına sahiptir ve yüzlerce metre öteden bile efendisinin yaptığı hareketleri açık bir biçimde anlayabilir. Aynı şekilde, avda kullanılan bir Greyhound mükemmel görüş yeteneğine sahiptir.

 

 

İŞİTME

Köpeğin işitme duyusu, ultrasonik titreşimleri bile algılayabilecek ölçüde gelişmiştir. Bunlar insan kulağının ayırt edemeyeceği kadar yüksek frekanslı titreşimlerdir. Savaş ya da polis faaliyetleri sırasında, insan belirli bir uzaklıkta duran eğitilmiş bir köpeğe emirler iletmek için ultrasonik sinyaller gönderebilmektedir. Bir düşman, kuşkusuz, bu sinyalleri işitemez. Köpeğin bir özelliğide, bir insanın üç metreden zorlanarak işitebildiği bir sesi, yirmi dört metreden işitebilip kaynağını bulabilmesidir.

 

Bir köpeğin insanın ayırt edemeyeceği türden sesleri ayırt edebilme yeteneği de dikkate değer. Bunun iyi bir örneği, köpeğin kendi efendisinin arabasının çıkardığı sesi aynı marka ve modeldeki bütün diğer arabalar arasından ayırt edebilme yeteneğidir.

 

KOKU

 

Koku alma köpeğin en gelişmiş duyusudur. Köpeğin hayatı büyük ölçüde kokularla yönlenir ve koşullanır. Köpeğin dünyası, birbirini bastıran, karışan ve sürekli olarak değişen koku izlerinden oluşur. Birbirine karışan bu iyi ve kötü kokular içinde köpek, insanın dikkatini bile çekmeyen kokuları birbirinden mükemmel biçimde ayırt edebilir. Örneğin, herhangi bir köpek beş litre su içinde bir damla kanın varlığını fark edebilir ve domuz, sığır, at, koyun, tavşan gibi hayvanlara ait etlerin kokularını, aradaki büyük benzerliğe rağmen, algılayabilir ve ayırt edebilir. Aynı şekilde köpek, birbirine ikizler kadar yakın olsalar da, aynı insanların kokularını kolayca ayırt edebilir ve çok güçlü koku salan maddelerle örtülmüş olsa bile hayvanların bıraktığı koku izlerini sürebilir. (Bazı uzmanlar, kuyruk sallama hareketinin neşe anlarında köpeğin kendi koku sinyallerini çevreye yayma işlevi gördüğünü iddia ederler.)

    İz süren bir köpek peşine düştüğü canlının (insan ya da hayvan) bıraktığı koku izlerini takip eder. izlenen kişi belirli bir noktada bisiklete binse bile köpek hiç duraksamadan onun kokusunu izlemeyi sürdürür, izlenen kişinin beklenmedik bir anda kendisini yerden metrelerce yükseğe çıkaran bir teleferiğe binmesi halinde, en iyi cins bir köpek, adamın ayağının yerden kesildiği, yani izi kaybettiği noktada, durur, iz bir su kütlesinin kıyısında kesintiye uğradığı zaman da aynı şey olur.

    Toprak ya da çimen üzerinde bırakılan izin yardımı olmazsa bir köpeğin izole edilmiş insan kokusunu izleyemeyeceği sonucuna varılabilir. Toprak ve çimen gibi araçlar avın kokusunu saatlerce tutar ve çeşitli unsurların birleşmesi genellikle "taze iz" diye bilinen şeyi oluşturur.

    Köpeğin burnunun içindeki hayranlık verici aygıtların yanı sıra, burnun dış kısmı da koku duyusuna katkıda bulunur. Sağlıklı köpeklerin burunlarının ucu daima ıslaktır ve bu ıslak yüzey havadaki koku zerreciklerini özümler ve onları alıcı papillalar üzerinde tutar.

    İnsandaki koku alma hücreleri yaklaşık 4 santimetre karelik bir yüzeyi kaplar; bir Alman Shepherd'inde bu yüzey 150 santimetre kare kadardır.

    İnsanda yaklaşık 5 milyon, Basset'te 125 milyon, Tilki Terrier'inde 150 milyon, Alman Shepherd'inde 200 milyon kadar koku alma hücresi vardır. Bu sayılar köpeğin koku alma duyusunun insanınkinden yaklaşık kırk kez daha fazla olduğunu gösterir, ancak uzmanlara göre aradaki fark daha da büyüktür.

  Köpek peşine düştüğü kişinin, özellikle yağ asitlerinin kokusunu alabilmektedir. Bu asitler et yiyen hayvanların besin maddelerinden birini oluşturur. Köpek etle beslenmezse koku duyusu yükseltilir ve neredeyse kaybolmuş eski koku izlerini bile daha kolay ve daha büyük bir coşkuyla algılayabilir. Bu nedenle bazı avcılar, ava çıkmadan bir gün önce köpeği aç bırakmayı adet edinmişlerdir. Ancak bu riskli bir durumdur, köpek avı bulur bulmaz hemen açlığını giderebilir.

 

TAT

 

Bir köpeğin fizyolojisi hakkında en az bildiğimiz unsur tat alma duyusudur. Tat ve koku alma duyuları arasında yakın bir bağlantı vardır. Koku alma duyusu tat alma duyusundan önce gelir. Bunu anlamak kolaydır: bir parça yiyecek verilen köpek onu önce koklar, sonra ağzına alır. Aslında köpek onun "tadı'nı almaz, ancak çiğnemeden yutar. Bir köpeğe yabancıların elinden yiyecek almamayı öğretmek için tanımadığı bir kişinin ona kırmızı biberli bir parça ekmek vermesi yeterlidir: Bu köpek için çok öğretici bir ders olacaktır. Aynı şekilde, kümesten yumurta çalmayı adet haline getirmiş bir köpeği eğitmek için ağzına haşlanmış bir yumurta verilir. Böylece köpek yumurta çalma eyleminden caydırılmış olur.

     Bir köpeğin, pislik, çakıl taşı ya da gübre yemesi, hayvanın içgüdüsel olarak vücudundaki yetersiz vitamin ve mineral tuzlarını karşılamaya çalıştığını gösterir. Böyle durumlarda söz konusu maddelerin veteriner gözetimi altında köpeğe verilmesi uygundur.

 

GİZEMLİ

 

Dokunma duyusuna ve dışsal duyarlılığa gelince, köpeğin okşamayı ve darbeleri algılayabildiğini biliyoruz. Dokunma, ısıyı farketme, acı duygusu deride ve mukozada toplanıyor olmalı. Ancak bütün bunları oldukça basit bir düzeyde kavrayabiliyoruz. Bilemediğimiz pek çok şey var. Köpeğin postuna çok hafif bir dokunuşu bile hissettiğini biliyoruz, çünkü bu durumda erektil kaslara bağlı olan tüylere dokunulur. Dış ortamdaki ısı kaybının tüylerin sıklaşmasına yol açtığını da biliyoruz. Kutup köpekleri bu özellikleri sayesinde karda uyuyabilmekte, rahatsızlık duymadan buzla kaplı olarak uyanabilmektedirler. Kayaların, keskin çakıl taşlarının, kömür parçalarının köpeğin taban yastıklarını incittiğini biliyoruz. Ancak burun kıllarının (kedilerin bıyıklarına benzer) tam olarak ne işe yaradığı ve tüyler ile deride meydana gelen değişiklikler hakkında öğreneceğimiz daha çok şey var.

Gene çözülmesi gereken bir başka bilmece, evden uzak bir köpeğin fiziksel ve zihinsel bakımdan çok zor geçen haftalardan sonra bile geri dönebilmesini sağlayan özelliğin ne olduğudur. Köpeğin kendisine pek yabancı olmayan tanıdık sokaklardan geçerek eve döndüğü söylenebilir. Ancak bir köpeğin daha önce hiç görmediği yüzlerce kilometre uzak yerlerden yola çıkarak eve dönebilmesi hala bilimin çözemediği gizemli bir olay olarak kalmaya devam etmektedir.

Hayat paylaştıkça güzel!